Diyet hikayem varsa, elbette bir spor hikayemde var :) Doğuştan
sporu seven ve uygulayan biri olsaydım keşke ama tam aksine nefret eden
biriydim. Ailem tarafından çesitli spor dallarını denedim ama her biri
kisa süreli oldular. Bir dönem bale yaptim, sonra
voleybol, futbol ve son olarak annemin isteğiyle kickbox ile jubilemi
yaptim :) Hangi dalı denesemde hiçbirini sevemedim. Beden derslerindende
bir o kadar nefret ederdim. Kilolu bir çocukluk geçirdiğim için beden
derslerinde kaybolmak isterdim. Günler öncesinden
karnıma ağrılar girmeye başlardı. Gitmek icin binlerce sebep üretip,
başaramadığımda ağlayarak gittigimi bilirim.
Zayıfladıktan sonra güçsüz kaldığımı farkettim, ve bu görüntü beni rahatsız etmeye başlamıştı. Hastalıklı tabiri vardır, yakin çevrem öyle göründüğümü bana söyleyince, fotoğraflarıma tekrar baktım ve gerçekten öyle göründüğüme kanaat getirdim. Zayıflık ayrı birşey, fit olmak ayrı birşey. Ben fit olmak istiyordum ve bunu elde eldebilmek icin ağırlık çalışmam gerekliydi. Abime danıştım, internette çok araştırma yaptım, sordum, soruşturdum ve sonunda tekrar spor salonuna yazıldım.
Lise sonlarına doğru ani bir kararla spor salonun yazıldım. Neden
yazıldığımı hala bilmiyorum :) 6 ayda en fazla 6 defa gitmişimdir. Sonra
kendi kendime aktivite olsun diye yürümeye ve koşmaya başladim.
Istikrarli bir şekilde yapmadım, amacım kendimi denemekti.
Sonrasında abimde katıldı bana ve birlikte haftada birgün koşmayı
planladık ve uyguladık. 6 senedir haftada en az 1 defa koşarız. Ilk
zamanlar 3 kilometre koşmak bile imkansız gelirdi, şuan kendi rekorum 22
kilometre :) Hedefim yarı maraton ve ilerisi :)
Koşmayı çok seviyorum. Bana verdiği haz ve mutluluğu hic birşeyle eş tutamam. Ama ağırlık calışmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Benim gibi, gününü okuldan sonra koltukta yatarak geçiren bir kız asla ağırlık çalışmazdı çünkü. Ama artık haftanın 2 günü kardiyo ve 4 günü ağırlık çalışıyorum :)
Koşmayı çok seviyorum. Bana verdiği haz ve mutluluğu hic birşeyle eş tutamam. Ama ağırlık calışmak aklımın ucundan bile geçmezdi. Benim gibi, gününü okuldan sonra koltukta yatarak geçiren bir kız asla ağırlık çalışmazdı çünkü. Ama artık haftanın 2 günü kardiyo ve 4 günü ağırlık çalışıyorum :)
Zayıfladıktan sonra güçsüz kaldığımı farkettim, ve bu görüntü beni rahatsız etmeye başlamıştı. Hastalıklı tabiri vardır, yakin çevrem öyle göründüğümü bana söyleyince, fotoğraflarıma tekrar baktım ve gerçekten öyle göründüğüme kanaat getirdim. Zayıflık ayrı birşey, fit olmak ayrı birşey. Ben fit olmak istiyordum ve bunu elde eldebilmek icin ağırlık çalışmam gerekliydi. Abime danıştım, internette çok araştırma yaptım, sordum, soruşturdum ve sonunda tekrar spor salonuna yazıldım.
Başından beri zorunluluk olarak görmediğim için seve seve yapıyorum ve beni hiç
zorlamıyor. Direnç veya azim söz konusu değil artık benim için çünkü bu
benim yaşam tarzım haline geldi. Ben hayatımı, beslenmemi ve günlük işlerimi
spora göre ayarlıyorum ve hiç rahatsız etmiyor.
Gece uyumadan önce sabah yapacağım antrenmanımı düşünüp ona göre spor
çantamı hazırlıyorum.
Planlı ve programlı yaşamanın karşılığını alıyor olmamda bana daha çok keyif veriyor ve motive ediyor:)
Süpersin canım... Senin gibi bende beni yoran aktiviteleri 2 yıl önceye kadar yapmazdım ama şimdi koşmadığım günlerde kendimi oldukça rahatsız hissediyorum... Blog açman çok iyi olmuş... Bende kendi çapımda birşeyler yazıyorum... Bloguma beklerim...
YanıtlaSilazminden dolayı tebrık ederım
YanıtlaSil